Kız çocuklarının "erken yaşta evlilik çoğu zaman çocuk istismarını meşrulaştıran bir araçtır" erken yaşta evlendirilmesi, yalnızca bir sosyal sorun değil; açıkça bir çocuk hakkı ihlali, bir cinsel istismar biçimi ve insanlık suçudur. Bu uygulama, çocukları fiziksel, ruhsal ve toplumsal olarak telafisi mümkün olmayan zararlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bugün bu acı gerçeği bir kez daha yüksek sesle dile getiriyor ve mücadele çağrısında bulunuyoruz.
Çocuk gelin" diye bir şey yoktur, bu bir cinsel istismardır. Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesi açıkça belirtmektedir: 18 yaş
altındaki bireylerle rıza dahilinde dahi gerçekleşen her türlü cinsel ilişki istismardır. Ne yazık ki kimi zaman aile içi baskılarla, kimi zaman dini veya kültürel gerekçelerle, bu suça göz yumulmakta, hatta meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Bir kız çocuğunun evlendirilmesi, eğitim hakkının, çocukluk hakkının, oyun oynama, özgürce gelişme ve kişilik inşa etme hakkının elinden alınmasıdır. Bu yalnızca bireyin değil, toplumun da geleceğini gasp etmektir.
Sözde "imam nikahı" ya da "aile rızası" ile gerçekleştirilen erken evlilikler, çocukların cinsel, fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü hedef alan birer suç unsurudur. Bu tür evliliklerde çocuklar, çoğunlukla doğum yapmaya zorlanmakta, eğitim hakkı ellerinden alınmakta ve şiddete maruz kalmaktadır. Unutulmamalıdır ki bu tür "evlilikler" hukuken geçersizdir. 18 yaşın altındaki bir bireyin resmi nikahla dahi evlendirilmesi, ancak mahkeme kararı ile ve çok istisnai hallerde mümkündür. Ne var ki uygulamada bu istisnalar suistimal edilmekte, çocuklar sistematik olarak istismar edilmektedir.
Toplum olarak artık yüzleşmeliyiz: Her erken evlilik vakasında yalnız bir çocuk değil, bir gelecek kaybedilmektedir. Bugün sessiz kalmak, yarının vicdan yükünü taşımaktır. Bu mesele ne yalnızca hukukçuların ne de yalnızca devletin meselesidir; her bireyin sorumluluğudur. Bu sebeple Vizyon Hukukçular Derneği olarak bir kez daha sesleniyoruz:
Geleceğimiz olan çocuklarımızı korumak hepimizin görevidir. Vicdan sahibi herkese çağrımızdır: Kız çocuklarını evliliğe değil, eğitime yönlendirin. Onları erken yaşta eş değil, çocuk olarak görün.
Uzman Görüşlere göre Türkiye’de çocuklara yönelik şiddet, yalnızca bireysel vakalarla sınırlı olmayan, sistematik ve yapısal bir sorun haline gelmiştir. UNICEF, TÜİK, Adalet Bakanlığı ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının verileri bu acı gerçeği gözler önüne sermektedir. (Dipnotlar: TÜİK, Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması (2022))
Fiziksel ve Duygusal Şiddet
UNICEF’in Türkiye’de çocuklara yönelik şiddetle ilgili raporlarında;
%51’inin duygusal/psikolojik şiddete uğradığı bildirilmektedir. Bu oranlar, aile içinde, okulda, bakım kuruluşlarında ve sosyal çevrede yaşanan sistematik ihlalleri ortaya koymaktadır. Duygusal şiddet, çoğu zaman fark edilmediği için çok daha yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir. (Dipnotlar: UNICEF Türkiye, Çocuklara Yönelik Şiddet Raporu (2023))
Bu veriler yalnızca istatistik değil, her biri bir çocuğun hayatında derin izler bırakmış trajedilerdir. Türkiye’nin dört bir yanında çocuklar fiziksel, cinsel ve psikolojik travmalarla yaşamaya zorlanmaktadır. Bu tablo karşısında sessiz kalmak, sadece suça ortak olmakla kalmaz; vicdanı da yaralar.
Eğitim seferberliği başlatılmalı.
Ailelere yönelik farkındalık çalışmaları artırılmalı.
Çocuklarımızı erken yaşta “eş” değil, birey olarak görmek zorundayız. Onların eğitim hakkını, gelişim hakkını ve özgürlüklerini korumak; sadece adaletin değil, insanlığın da gereğidir. Vizyonumuz, istismara karşı tek bir çocuğun dahi korunmasıyla anlam kazanacaktır.
Susmayacağız. Görmezden gelmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki:
Ve biz, bu istismara karşı daima mücadele edeceğiz.
Tüm Türkiye Genelindeki Temsilciliklerimiz her zaman yanınızda olduğunuzu unutmayın ve birlikte “Kadın ve çocuk cinsel istismar farkındalık” projelerde olmak daha çok el ele verelim info@vizyonhukukculardernegi.com adresinden mail atarak derneğimizle iletişime geçip bilgi alabilirsiniz
Sevgilerimle
Gülseren BAŞOCAK
Genel Başkan
